Okul denildiğinde akla öğretmene doğru yönlendirilmiş sıralar ve yine öğretmene dönük öğrenciler ile klasik anlamda herkesin zihnine yerleşmiş sınıflardan oluşmuş bir yapı gelir.Öğretmen bu yapıda bilgisi ile öğrencilerin gözünde her sorulan soruyu cevaplayan bilge kişidir, dersi yönetir, neyin öğretileceğini belirler, sınırları olan bir yöneticidir. İşte bu tablo 1990 öncesi doğumlu her bir bireyin ilköğretimden lise dâhil olan süreçte gözünde canlandırdığı eğitim ortamıdır
Bir de bilginin durumu kısa bir zaman öncesine kadar incelendiğinde ortaya çok daha farklı bir durum çıkar. Bilgi, kütüphanelerde kitaplar ve ansiklopediler içerisine saklanmış, süreli yayınların ancak ve ancak çok kısıtlı alanlarda faaliyetleri olduğu bir dönemden, artık taşınabilir cihazlar ve arama motorları, dünya devi ansiklopedilerin web sunucuları sayesinde saniyeler içerisinde sonuç vererek kişiye ulaştırılan bir formdadır. Araştırmalar 1950’li yıllarda yaşayan bir insanın ömrü boyunca edinebileceği bilgi miktarını günümüz insanının yalnızca iki günde karşılaştığını ortaya çıkarmış durumda.
Böyle bir portreyi çok çeşitli açılardan genişletmek de mümkün. Öğretmen merkezli eğitim artık tümüyle geçerliliğini yitirmiş ve öğrenci merkezli eğitim tüm dünyada sınıf içerisinde teknoloji kullanımını da destek olarak alarak kabul görmüş durumdadır. Peki öğrenci merkezli eğitim günümüz öğrencilerinde başarıyla nasıl uygulanır? Bilgisayar okur yazarı olan ve teknolojiyi kullanan öğretmen, ders içerisinde bilgi çağı çocuklarına nasıl bir ders işlemelidir? Öğrenci merkezli eğitimin temelleri eğlenceli, keyifli ve eğitici bir ders ortamına dönüştürülebilir mi? Bütün bu soruların cevapları için Tuğra programının ders ortamını nasıl iyi yönde değiştireceğini örneklerle açıklayalım.
Tuğra, ders içerisinde öğrencilerin sahip oldukları dizüstü veya tablet bilgisayarların tümünü başarıyla kontrol eder. Bu kontrolü bilen öğrenciler belli bir düzende derse hazırlanabilirler. Öğretmenimiz, o ders içerisinde hangi yazılımların ne kadar süre ile kullanılacağını belirleyebilir. Sınıf içerisinde tüm öğrenciler hem birbirleri ile hem de öğretmen ile tam iletişim içinde olabilirler. Sınıf içerisinde kullanılan tüm materyaller paylaşılabilir, yapılan tüm çalışmalar öğrenci ekranlarına gönderilebilir.
Yukarıda anlatılan Tuğra’nın paylaşım özellikleri öğrenci merkezli eğitimin temel özellikleri olan, araştımacı, keşfedici, çözümleyici gibi tutumlara sahip öğrenciler için gerekli ortamı hazırlar. Öğretmen ise, sınıf içerisindeki öğrenme ortamını yine Tuğra’nın gelişkin monitör özellikleri ile kontrol eder ve gerektiği zamanlarda kayıt tutar.
Günümüz öğrencisi, bilgiye anında ve hızlı erişimin yanında, kendi kategorize ederek kendi ihtiyaçları doğrultusunda kişileştirmek ister. Öğrenciler için bilgi, onların tüketebileceği boyutta ve görsel, işitsel şekle getirilerek sunulmalıdır. Günümüz bilgi çağı gençleri, bilginin her türlüsüne ulaşabilmelerine rağmen bilgiye şekil ve anlam yüklemeleri için öğretmen eşliğinde eğitime tutulmaları mecburidir. Öğretmen bu bilgi yoğunluğu içerisinde “her şeyi en iyi bilen” kişi formatından çıkmıştır. Uzmanlaşma alanı, bilgi teknolojilerini kullanarak öğrencilerin merak, araştırma ve öğrenme isteklerini artıracak materyaller bulmak ve hazırlamak olan öğretmen, aynı zamanda sınıf içerisinde aktif olarak gurup çalışmaları yaptıran, öğrencilerin hazırladıkları sunumları dinleyen, tartışma platformları kuran , öğrenciyle iletişimi yüksek kişilerdir.
Öğrenci merkezli eğitim için uygun pedagojik eğitimini tamamlayan öğretmenlerimiz ise, kendilerini güncel tutacak ve özellikle sınıf içerisinde kullanılan öğretime yardımcı teknolojileri takip edecek bilgi teknolojileri eğitimine sahip olmalıdır. Tuğra, kullanımının kolaylığı ile sınıf içerisinde hâkimiyeti çok kısa sürede sağlayan bir ara yüze sahiptir.
Günümüz bilgi çağı gençlerinin internet üzerinde tükettikleri kadar ürettikleri rakamlarla belirlenmiştir. İnternet kullanımı nesilden nesilede fark göstermektedir. Bilgi çağında kuşaklar X, Y ve Z şeklinde isimlendirilmiştir. Hatta X kuşağı öncesi bile belirli yıllara göre isimlendirilmiştir. Her kuşağın kendine özgü bir teknoloji kullanım alışkanlığı ve iletişim tutumları vardır. Türkiye’de bugün 1982 ve daha genç yaşta 250.000 öğretmen görev yapmaktadır. 2000 doğumlu Z kuşağı öğrencileri ile teknoloji konusunda en yakın kuşak olan bu öğretmenler, teknoloji ile büyüyen çocukların büyüme süreçlerinde isteklerini, heyecanlarını, beklentilerini en iyi anlayabilecek guruptur. Bilgi çağı gençlerinin, teknolojiyi kullanarak yaratıcılıklarını sergilemeye talepleri vardır. Eskinin dönem ödevleri, şimdi dijital port folyolar ile değişmektedir. Renkleri, görüntüleri, sesi ve müziği, animasyonlar ve özel efektler ile birleştirebilen günümüz öğrencileri yarattıkları sunumları uygun paylaşım platformlarına rahatlıkla yükleyebilmektedirler. Bugünün öğrencileri interneti, yalnızca eposta hesabı ile değil, sosyal ağ kimlikleri, video site kimlikleri, blog sayfaları ile kullanmaktadırlar.
Doğru yazılımlarla donatılan sınıflar günümüzde öğrenci merkezli bir eğitimin başarıya ulaşması için en önemli unsurdur. Bu tip bir sınıfta kendisini yetiştirmiş ve bilgiyi kolaylıkla hem paylaşan hem de toplayıp organize edebilen bir öğretmen günümüz eğitiminin lideridir...
[http://www.eksera.com/tugra/NewGeneration.html]
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.